Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

artık ısı

См. также в других словарях:

  • işi azıtmak — yanlış ve aşırı yollara sapmak Hani ya kahve nerede? Bir saattir bekliyorum, hâlâ gelmedi! Yoo! Siz artık işi azıttınız gayri! A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çaçaron — sf., İt. chiacchierone Karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi kuvvetli, geveze Bir kaynanam var çaçaron ama artık işi bitmiş. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • balıkçılık — is., ğı 1) Balık tutma, avlama işi 2) Balık üretme ve satma işi Muharrem artık yalnız balıkçılıkla geçiniyordu. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler dip balıkçılığı kıyı balıkçılığı kültür balıkçılığı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bırakmak — i 1) Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak 2) nsz Koymak Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. T. Buğra 3) Bir işi başka bir zamana ertelemek Gezmeyi haftaya bıraktık. 4) Unutmak Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım? 5) Bulunduğu yeri veya durumu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • anlayış — is. 1) Anlama işi veya biçimi, telakki Ama doğrusu Hugo yu artık uzun uzun okuyamıyoruz, onun şiiri, şiir anlayışı bizden çok uzaklaştı. N. Ataç 2) Bir toplum veya topluluktaki bireylerde görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle beliren düşünme… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çamaşır — is., Far. cāmeşūy 1) İç giysisi Çamaşırı ile yarı açık duran bacakları kan içindeydi. M. Ş. Esendal 2) Kirli eşyaları yıkama işi Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dönüş — is. 1) Dönme işi veya biçimi Artık serbestim, koynumda terhis kâğıdımla dönüş yolundayım. R. N. Güntekin 2) sp. Oyuncunun bir ayağını yerden kesmeden yaptığı dönme hareketi Birleşik Sözler gidiş dönüş yuvaya dönüş U dönüşü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalkınma — is. 1) Kalkınmak işi Yeni kurulan, hızla gelişmiş, kalkınma atılımlarını gerçekleştirmiş bir ülke. N. Cumalı 2) İyileşme, şifa bulma Görünen, bir daha kalkınması artık pek zor. M. A. Ersoy Birleşik Sözler kalkınma hızı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaplama — is. 1) Kaplamak işi 2) Bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat Her pencereyi, her kaplamayı tanıyordum artık. S. F. Abasıyanık 3) Kalınlığı 5 mm den az, ince ağaç levha 4) sf. Üstü herhangi bir başka maddeyle… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»